Uzm. Diyetisyen Fatma Fidan
  28-12-2020 13:45:00

Metabolizmanın hız düğmesi: Tiroit

Metabolizmanın hız düğmesi: Tiroit

Tiroit; Tiroit bezi ve köprücük kemiği arasına
yerleşmiş bir salgı bezidir. Tiroit bezinin görevi
tiroid hormonlarını üretmek, depolamak ve
gerektiğinde kana vermek ve metabolizmayı
kontrol altına almaktır. Bu salgı bezi metabolizmayı
ve vücut ısısını düzenler, enerji kaynaklarının
kontrolüne yardımcı olur.
Hipotroidi, tiroid bezlerinin az çalışması olarak
bilinmektedir. Vücudumuzun enerji dengesini tiroid
bezlerimiz belirler. Bu bezler az çalıştığında
metabolik hızımız da azalır. Tiroid bezlerinin az
çalışması obeziteye neden olurken, bu durum tam
tersi bir etki de yaratabilir. Obezite sonucu tiroid
bezleri az çalışmaya başlayabilir.
Son yıllarda obezite ve tiroid hastalığı arasında
oldukça ilginç ve önemli bilgiler ortaya çıkmış ve
obezite ile hipotiroidinin karşılıklı etkileşim
içerisinde bulunan 2 durum olduğu anlaşılmıştır.
Yani bir yandan hipotiroidi obeziteye yol açarken,
diğer taraftan obezitenin (şişmanlığın) bizzat
kendisinin de tiroid bezi bozukluğuna neden
olduğu anlaşılmıştır.

Bu bozuklukta yağ hücreleri tarafından salgılanan
“Leptin” adlı hormon rol oynamaktadır. Leptin’in
görevi beyinde doyma hissi sağlamaktadır.
Obez kişilerde yağ dokusu arttığından dolayı
leptin hormonunun düzeyi de yüksek
bulunmaktadır. Şişmanlarda artan Leptin,
beynimizdeki hipofiz bezinden salgılanan ve tiroid
bezinin çalışmasını düzenleyen TSH’yı
yükseltirken, TSH’nın bizzat kendisi de yağ
dokusu artışına ve kilo alımının hızlanmasına yol
açar.
Obezite, hashimoto tiroidi gibi otoimmun
hastalıklara da neden olmaktadır. Hashimoto gibi
otoimmun tiroiditler, tiroid bezlerimizin daha az
çalışmasına neden olur. Buna bağlı olarak
metabolizma hızı azalır ve kilo alma durumu
devam eder.
Obezitede yağ oranı azaldıkça TSH değeri
normale gelmeye başlar. TSH yüksekliği
saptananlarda muhakkak tiroid hastalıkları
araştırılmalıdır. Hipotiroidi hem kilo vermeyi
engeller hem de tüm sindirim sisteminizi ve beden
fonksiyonlarını yavaşlatır.
Metabolizma için çok kritik olan tiroid hormonlarının
yeterli çalışması için beslenme düzenine dikkat
etmek gerekiyor.

TİROİDE DOST BESİNLER

İYOT
İyot troid foksiyonları için elzem bir mineraldir. Eğer
ihtiyacımızdan fazla alınırsa otoimmün tiroid
hastalığına neden olmaktadır. İhtiyacınıza uygun,
yeterli düzeyde iyot almaya özen gösterilmelidir.

ÇİNKO
Çinko, T4’ün T3’e çevrilmesini yani
metabolizmanın hızlanmasını sağlayan
minerallerden biridir. Vücudun tiroid hormonlarını
“aktifleştirmesine” yardımcı olur.
 Araştırmalar, çinkonun vücudun tiroid bezini tiroid
hormonlarını salgılamasını söyleyen hormon olan
TSH'yi düzenlemesine yardımcı olabileceğini
göstermektedir.
Çinkodan zengin ; ceviz, badem, tam tahıllar,
deniz ürünleri, tavuk, yumurta, sığır eti, kuzu eti,
süt ve süt ürünleri gibi besinler yeme
alışkanlıklarınız arasında olmalıdır.
Selenyum:
Selenyum minerali, tiroit hormonu için önemli rol
oynuyor. Selenyumdan yetersiz beslenildiğinde, 
kanda T4 ve TSH hormonu yükseliyor, T3 hormonu

düşüyor. Yapılan araştırmalar selenyumun tiroit
dokusunda selenoprotein içeriğinden dolayı elzem
bir mineral olduğunu gösteriyor.
Yapılan araştırma da selenyumun haşimato
hastalığında anti TPO-TGA miktarını azalttığını
söylüyor.
Selenyum kaynakları; Ceviz, hindi ve dana eti,
balık, kabuklu deniz ürünleri, süt ürünleri, sebze ve
meyveler, tam tahıllılar, yumurta, ay çekirdeği
selenyum kaynağı besinlerdendir.
E vitamini
Beslenmenize keten tohumu ilave edin, hem lif
oranı hem de E vitamini ve çinko minerallerinden
zengin bir besindir. Günde 1 yemek kaşığı kadar
taze öğütülmüş keten tohumu yemeklerinize ilave
ederek tüketmeye çalışılmalıdır.

D vitamini: Araştırmada, hipotiroidi olan bireylerin
aynı zamanda çok düşük miktarda D vitaminine
sahip oldukları gözlemlenmiştir. Araştırmaya göre
düşük D vitamini seviyesi aynı zamanda düşük
kalsiyumla ilişkili olması sebebiyle hipotiroid
şiddetini ve derecesini arttırmasıyla büyük
ilişkidedir.
Probiyotikler: Yapılan güncel araştırmalar, artık
birçok hastalıkların bağırsak mikrobiyotasıyla

yakından ilişkili olduğunu söylüyor.. Çalışmalara
göre bağırsağındaki floranın kötü durumda olması
tiroit problemlerini de tetikleyebiliyor.. Bu yüzden
bu floranın sağlıklı kalması ve gerekli durumlarda
probiyotik takviyesinin yapılması, bu durumu
iyileştirmeye katkı sağlayabilir
YEŞİLÇAY
Hipotiroid hastalarına önerilen içeceklerden
birisidir. Metabolizma hızını %5-10 arası arttırdığı
yapılan çalışmalar ile kanıtlanmıştır.
Tüketilmemesi gereken besinler;
 Yapılan araştırmalarda soya kaynaklarında
bulunan fito-estrojenlerin tiroid hormonlarını
üreten bir enzimin çalışmasını
baskılayabileceği görülmüştür. Soya fasulyesi
ve soya ürünlerinin tüketilmesi önerilmez.
 Aynı zamanda soya takviyeleri tüketen
kadınlarda hipotiroidizm görülme riskinin de 3
kat daha yüksek olduğu görülmüştür.
 Tiroid hormonlarının çalışmasını azaltan
yiyecekler (guatrojenik besinler) aşırı
tüketilmemelidir. Brokoli, Brüksel lahana,
lahana, karnabahar, hardal, kırmızı turp, soya
fasulyesi, şalgam gibi guatrojen besinleri
pişirerek tüketmemiz guatrojen madde
miktarını azaltacağı için, pişmiş olarak
tüketilmesi daha faydalıdır.

 Alkol, kafein, sigara ve şeker tiroid bezi için
zararlıdır. Tüketimi azaltılmalıdır.
 Tiroidde en fazla görülen problem ödemdir.
Günde 2-2,5 lt su tüketilmelidir.
 İçerisindeki Kadmiyum dan dolayı çikolata
tiroid hastalarının dikkatli tüketmesi
gerekmektedir. Fazla alınan kadmiyum
selenyumu vücuttan atar.
 Düzenli egzersiz yapılmalıdır. Egzersiz tiroid
bezinin salgısını dengeler.
 Stresten uzak durulmalıdır. Stres birçok
hastalık gibi tiroid bulgularını da tetikler.

  Bu yazı 5865 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • HABER ARŞİVİ
    YUKARI